KİFAYETSİZ MUHTERİSLER
Türk sağduyusunda ‘CAHİL CESARETİ’ diye yerleşmiş bir kavram vardır. DUNNİNG ve KRUGER adlı iki psikolog, bizim bu tabiri kullanmamıza neden olan ve hemen hemen her ülkede de emsali bulunan bu kavramı araştırmaları ve sonuçlarını yayınlamaları kendilerine 2000 yılında Nobel ödülü kazandırdı. Çalışmalarının adı DUNNİNG KRUGER sendromu.
Bu psikologlar ‘CEHALET GERÇEK BİLGİNİN AKSİNE BİREYİN KENDİNE OLAN GÜVENİNİ ARTIRIR’ diyor. Ulaştıkları sonuçların birkaçı şu içerikte;
-Niteliksiz insanlar ne ölçüde niteliksiz olduklarını fark edemezler.
-Niteliksiz insanlar gerçekten nitelikli insanların niteliklerini görüp, anlamaktan acizdirler.
- Eğer nitelikleri belirli bir eğitimle artırılırsa niteliksiz olduklarının farkına varmaya başlarlar.
İki uzman psikolog bu yeteneksiz kimselerin bilinçten yoksun olma durumunu ‘KRONİK KENDİ KENDİNİ DEĞERLENDİRME YETENEKSİZLİĞİNE’ bağlıyor. Bunların kendi kapasitesini değerlendirmekten ve eksikliğini teşhis etmekten aciz olduklarını söylüyor.
Ancak asıl vahim olanın bu yeteneksizlik+haddini bilmezlik kokteylinin mesleki açıdan karşı konulamaz bir itici güç oluşturup, kariyer açısından yeteneksizlik bir eksi iken, artıya dönüşmesi sonucunu doğurduğunu ifade ediyor. Hakikaten bu tespit mükemmel.
İşinde çok iyi olduğuna yürekten inanan ‘YETENEKSİZ’ kendisini ve yaptıklarını övmekten, her işte öne çıkmaktan ve haddi olmayan görevlere talip olmaktan, bu arada başkalarının yaptıklarını da kendi yapmış gibi sahiplenmekten sıkılmaz, çekinmez. Aksine bunu bir hak olarak görür. ‘UYANIKLIK’ bilir. Yetenekli ve bilgili insanları kullanmaktan ve onların sırtından nemalanmaktan hiç çekinmez.
Çevrenize biraz dikkatli baktığınızda bu tür insanları sizler de sıklıkla gözlemleyebilirsiniz.
Diğer taraftan ise; gerçekten bilgili ve yetenekli insanlar çalışma hayatında ‘FAZLA ALÇAK GÖNÜLLÜ’ davranarak kendilerine haksızlık ederler. Öne çıkmazlar, yüksek görevlere kendiliklerinden talip olmazlar, kıymetlerinin başkaları tarafından bilinmesini ve takdir edilerek o görevlere getirilmelerini beklerler. Çalışmaları ve başarılarını dile getirmekten imtina ederler, bazen başarıları bu kifayetsiz muhterisler tarafından sahiplenilir ve kendileri için bir puan toplama vesilesi olarak kullanılır. Çevrenizde bilgi ve birikimi açısından nice yüksek görevlere layık gördüğünüz fakat sıradanlaşarak emekli olmuş insanlar vardır. Belki de bunlardan biri de sizsiniz.
Bu bilgili ve yetenekli insanlar kıymetlerinin bilinmemesi ve takdir ve taltif edilmemeleri halinde için için kırılarak kendilerini geriye çekerler. Ve muhtemelen de üstleri tarafından ‘İHTİRAS’EKSİKLİĞİ’ ile suçlanırlar. Üstleri de zaten aynı yoldan geçmiş insanlardır.
Sonuçta¸ kifayetsiz muhterisler her zaman her yerde daha fazla yükselirler. Bilgili ve yetenekli insanlar ise mütevazi ve alçak gönüllü olma ve takdir edilmeyi başkalarından bekliyor olmaları nedeniyle çoğu zaman fark edilemezler. Genellikle de amirler tarafından sıradan eleman olarak değerlendirilirler..
Çalışma hayatınızın yanı sıra, emeklilik hayatınızda bir insan grubuyla kolektif faaliyet yürüttüğünüz kooperatif, dernek vakıf, siyasi partilerde fahri olarak yaptığınız aktivitelerinizi bir film şeridi gibi gözünüzün önünden geçirin. Bu kifayetsiz muhterisleri oralarda da göreceksiniz
Ortaya çıkan bir başarı öyküsünde kendi payının büyük olduğunu yada daha ileri giderek onu tek başına gerçekleştirdiğini üçüncü şahıslara anlatarak prestij kazanmaya ve makamını kuvvetlendirmeye çalışan bu kifayetsiz muhterisler, hep kendilerine ‘SENİNLE GURUR DUYUYORUZ ‘ sloganının terennüm edilmesini, beklerler. Zaten egolarını bununla beslerler.
Son Söz, “BOŞ TENEKEDEN ÇOK SES ÇIKAR”
Hits: 808